Arnavutça Besa – Bilmeniz gereken her şey
- dua.com Team ·
- 17.06.2022 ·
- Genel ·
- 3 min read
Arnavutça Besa, bir kavram olarak uzun yıllar boyunca Arnavutlara sosyal yaşamlarında rehberlik etmiştir. Arnavutça Besa basitçe verilen sözdür. Arnavutluk’ta sözü verdiğinizde geri dönüşü yoktur. Besa ya da verilen söz kültü, kaynaklarda İncil mitiyle ilişkilendirilir. Özellikle de ” Başlangıçta söz vardı” sözüyle. Bu muhteşem kült Arnavutlar için kaynak dili korumuştur.
Lekë Dukagjini’nin Kanun’u Besa hakkında ne diyor?
Shtjefën Gjeçovi’nin Lekë Dukagjini Kanununu analiz edersek, Besa’nın farklı cinsiyetlere ve biçimlere ayrıldığını görürüz. Kanun’un III. Bölümünün 163. Maddesi Besa’nın önemi aşağıdaki gibidir: Yemin, ancak yetkililer toplum tarafından tanınmadan önce ciddi bir yemin ederek yapılabilir. İfade edilen sözün üç ana ritüeli vardır. Taş üzerine, haç ve İncil üzerine ve oğlanların başı üzerine. Açıklama önceden belirlenmiş bir kurala göre yapılır. Öncelikle ihtiyar heyetinin toplanacağı gün belirlenir ve yemin etmek isteyen kişi onların huzuruna çıkar. Ardından yargıçların ve yakınlarının ifadeleri gelir. Güven hakkı, hakarete uğramış olanlara düşer. Suça şahit olanların yemin etmesine izin verilmez.
Arnavut edebiyatı ve folklorunda Besa
Kuşkusuz Besa olgusu Arnavut edebiyatında da mevcuttur. Bunu folklorda, popüler edebiyatta, halk edebiyatında ve romanlarda buluyoruz. Örneğin Rozafat efsanesinde. Burada Besa’ya duyulan saygının gönül adamı söz konusu olduğunda bile sessiz kaldığı gösterilir. Ya da Doruntina ve Konstantin’e, annesine verdiği sözü tutmak için Konstantin’in de mezardan kalktığı zaman… Öte yandan, yazar İsmail Kadare’nin ‘Kırık Nisan’ gibi birçok romanında bile. Bu gibi romanlarda Arnavutlarda inancın önemi ve ona duyulan saygının ağırlığı gözler önüne serilir. Arnavut toplumunun kurallarına göre, eğer biri herhangi bir konu için söz veriyorum kelimesiyle yemin ediyorsa, ona güvenebilirsiniz.
Besa’da yabancılar: Arnavutlarla yazılı anlaşmalara gerek yok
Arnavutlar arasındaki Besa olgusu yabancıları ve ziyaretçileri her zaman etkilemiştir. Arnavutlar arasındaki bu bağlılığın gücü karşısında hayrete düşmüşlerdir. Bu kurala sanki yazılı bir kanunmuş gibi saygı göstererek. Birçok yabancı akademisyen Arnavutların etik standardının nasıl Besa, yani verilen söz olduğunu yazıyor. Bir Arnavut söz verdiğinde koşullar ne olursa olsun bunun ihlal edilemeyeceğini ve herhangi bir yazılı anlaşmaya gerek olmadığını gösterirler. Sonuç olarak, “sadakatsiz” kelimesinin anlamı verilen kelimenin ihlalidir. 1886 yılında Fransız Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan metinle birlikte bir dizi ticaret haritasında, Arnavutluk’a adanmış dosya, ihracatçılara Arnavutlar için yazılı anlaşmalara gerek olmadığını bildirir. Onlara göre, sözlerinin çok büyük bir ağırlığı vardır ve bunu ihlal ettiklerine dair bilinen bir vaka yoktur. Henry N. Brailsford, Makedonya üzerine yazdığı ünlü kitabında şu anekdotu aktarır: En anlamlı şey, bir Bulgar piskoposunun cevapladığı özlü soruydu. Ona güveniyor musunuz? Diye sordum. – O bir Arnavut. Yoksa değil mi? – diye cevap verdi. – Yüzyıllar boyunca Slavlar ve Arnavutlar ölüme karşı sürekli bir düşmanlık içinde olmuşlardır. Bu da bir düşmanın diğerinin karakteri hakkındaki yorumu.